Remzi Tanış

Remzi Tanış


''Unutmak en büyük ihanettir''

21 Mayıs 2020 - 13:55

“Unutmak en büyük ihanettir” demiş birileri. Eğer bu doğruysa çok fazla ve çok önemli şeyleri unutan bizler neyiz hiç düşündünüz mü?

Sakın kimse martaval okuyup ben hiç bir şeyi unutmam diyerek unutkanlığa yalan katmaya kalkmasın. 
İnsani bir duygudur, dahası insanlığın temelinde var unutmak.

Birileri insanca, özgürce başı dik yaşasın diye canını verenlere bile layık görülmüşse unutulmak varın gerisini siz düşünün…

Yıllık, aylık,haftalık, günlük hatta bazı yer ve zamanlarda saatlere kadar düşmüş unutma süreleri.

Gerçi sosyal medya çıktı çıkalı üç-beş bin takipçisi olacak diye bütün ahlaki ve toplumsal değerlerini hiçe sayan ve buna da hür irade yada ifade özgürlüğü adını veren  insani ve ahlaki genlerini yitirmiş asalakların  adam yerine konduğu bir düzende unutmak ve unutturmak kelimeleri bile değerini yitirmiyor değil.
Çalışmadan, üretmeden ucuz yoldan cambazlıkla para kazananlar itibar gördükçe.

Yalanla, dolanla, binbir suratla yapılan entrikaların adı siyaset oldukça.

Bütün toplumsal değer ve adalet duyguları hiçe sayılıp “Bal tutan parmağını yalar anlayışı” hüküm sürdükçe.
En küçük toplumsal yapı olan ailelerde bile küçük, büyük yada sevgi , saygı kavramları anlamsızlaşmışsa.
Memleketin küçük bir çoğunluğu büyüyen göbeklerini ve vücutlarını servet sayılabilecek oranda paralarla aldıkları  birkaç parça bezle örter gibi yapıp teşhir ederken, büyük çoğunluğu geçim sıkıntılarıyla yarı aç yarı tok yaşıyorsa, hatırlamak veya unutmamak kelimesi çok ütopik kalır gibime geliyor...

Ben kimim?
İnsanlar neyimi seviyor veya neyimden nefret ediyorlar?
Ben nasıl bir insanım? Iyi biri miyim yoksa kötülükler içinde mi kayboldum?
Ben olmayan ben kimin eseriyim?.
Beni benden alan ne?
Beni ben yapan değerler neden yanımda yoklar?
Yitirdiğim değerler benden nelerimi götürdü?
Yetinme, şükretme, paylaşma duygularım neden kayboldu yada azaldı? Diye kendini gerçekten sorgulayan kaç kişi kaldı ki bu dünyada…

Bu aralar o kadar kavram kargaşalarında sürükleniyorum ki. Doğruyla-yanlış siyahla-beyaz adeta karışmış, renklerin kaybolduğu, anlamsızlaştığı  bir düzende insanların  yaşadığı  gri hayatların tonlarını izliyorum.
Her yer soluk ve soğuk. Herkes çıkar dünyasından nemalanma peşinde, insanı insan yapan değerleri unutmuş.

“Unutmak en büyük ihanettir” demiş birileri.  
Bilen varsa söylesin. Biz neyi ve kimleri unutarak  ihanet ettikte yalanlarla, yılanlarla yaşayıp “Ah’ını  çekiyoruz…

Ne diyordu Mevlâna “Kötülük insana tamahtan gelir. Kanaatten kimse ölmedi, hırsla da kimse padişah olmadı."

Başka söze ne hacet….
VESSELAM

Reklam